Rakamların Ötesinde Bir Hedef: Türkiye-ABD Ticareti
Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasında ticaret hacminin 100 milyar dolara yükseltilmesi, uzun zamandır gündemde olan önemli bir konu. Bu rakam, ilk başta kulağa oldukça iddialı, hatta belki de ulaşılamaz bir hayal gibi gelebilir. Ancak uluslararası ilişkilerde sayılardan daha fazlası vardır: semboller. Bu hedef, sadece ticari bir başarıdan ibaret değil; aynı zamanda iki ülkenin birbirine duyduğu güvenin, siyasi krizleri aşma iradesinin ve ekonomik ilişkilerini yepyeni bir zemine taşıma kararlılığının bir göstergesi olarak da okunmalıdır. Bu açıdan bakıldığında, 100 milyar dolarlık hedef, siyasetin ötesinde bir iradenin somutlaşmış hali gibidir.
Türkiye ile
ABD'nin tarihi her zaman iniş çıkışlarla dolu oldu. NATO müttefikliği, savunma
iş birlikleri, enerji politikaları ve bölgesel krizler derken, çoğu zaman
siyasetin gölgesi ekonominin önüne geçti. Ne zaman gerilimler artsa, ticaret de
aynı hızda yara aldı. Gümrük vergileri, yaptırım tehditleri ve vize krizleri
gibi olaylar hafızamızda hala taze. Bu nedenle milyar dolarlık hedef, sadece
ekonomik değil, aynı zamanda siyasi bir mesele.
Türkiye
ile Amerika arasındaki ticaret hacmi şu anda 40 milyar dolar civarında. Amerika
gibi dev bir ekonomi için bu rakam küçük gibi görünebilir ama Türkiye için
oldukça önemli. İki ülkenin de amacı, bu hacmi iki katından fazla artırarak 100
milyar dolara çıkarmak.
Bu hedefe ulaşmak için Türkiye'nin ihracatı artırması, ABD'nin ise daha
fazla yatırım yapması şart. Ancak sadece mal alım satımıyla bu amaca
erişilemez. Karşılıklı yatırımlar, ortak üretimler, teknoloji transferi ve
inovatif iş birlikleri de gerekiyor. Aksi halde, 100 milyar dolarlık hedef bir
hayalden öteye gidemez.
Ticaret, yalnızca sayılardan ibaret değildir; ardında binlerce insanın emeği
ve hayatı yatar. Belirlenen bu yüksek hedefler, girişimcilerden mühendislere
kadar sayısız kişiye yeni kapılar aralar. Bu hedeflerin gerçek karşılığı,
Anadolu'daki bir mermer ihracatçısının Amerika pazarında yer bulması ya da bir
Türk yazılım şirketinin Silikon Vadisi'ne adım atması gibi başarı hikayelerinde
gizlidir. Unutmamalıyız ki ticaret, bir kasa hesabından daha fazlasıdır; o, iki
toplum arasında bir kültür köprüsü kurar.
Elbette bu
hedefin önünde ciddi engeller var. Siyasi krizler, güvenlik kaygıları, ekonomik
dalgalanmalar, kur baskısı ve küresel belirsizlikler kolayca aşılacak meseleler
değil. Amerika’nın Çin’le yaşadığı ticari rekabet, Türkiye’ye ne kadar alan
açılacağı konusunda da belirleyici oluyor. Fakat her şeye rağmen Türkiye'nin
sahip olduğu jeopolitik konum, onu ABD için vazgeçilmez bir ortak haline
getiriyor. Türkiye'nin, enerji koridorlarının merkezinde yer alması ve Avrupa,
Asya, Afrika'ya açılan bir kapı olması gibi stratejik avantajlar, ABD ile
ilişkilerini pekiştiriyor. Türkiye için ABD, devasa pazar ve teknolojik gücüyle
cazip bir hedef.
Bu hedefe ulaşmada kurulacak ortaklıklar kilit bir rol oynuyor.
Burada asıl
mesele, 100 milyar dolar hedefine ulaşılıp ulaşılmaması değil. Asıl mesele, iki
ülkenin bu hedef doğrultusunda birlikte yürüme iradesini gösterebilmesi. Bazen
büyük rakamlar bir tür pusula işlevi görür. Belki kısa vadede bu hedefe varmak
zor; belki on yıl içinde bile gerçekleşmeyebilir. Ama önemli olan bu hayali
canlı tutmaktır. Çünkü hayaller bazen gerçeklerin önünü açar. Nasıl ki insan
kendi hayatında ulaşılmaz gibi görünen hedefler koyar, o hedeflere doğru attığı
her adımda bambaşka kapılar aralanır; işte Türkiye ile ABD arasındaki 100
milyar dolar hedefi de öyledir.
Sonuçta
unutulmaması gereken bir gerçek var: Ticaret, ülkeler arasındaki en güçlü barış
köprülerinden biridir. Krizler, savaşlar, anlaşmazlıklar gelip geçicidir ama
ortak çıkarlar üzerine inşa edilen ticaret ilişkileri kalıcıdır. Belki bugün
100 milyar dolar uzak bir rakam gibi görünüyor. Fakat doğru adımlar atılır,
siyasetin gölgesi biraz olsun azalırsa, bu hedef bir gün gerçekleşebilir. Ve o
gün geldiğinde bu sadece ekonomi sayfalarına yansıyan kuru bir istatistik
olmayacak, aynı zamanda iki halkın hayatına dokunan, umut veren, güven inşa
eden bir kazanım olacaktır. Çünkü rakamların ötesinde, bu hedefin asıl anlamı
insan hayatında bulduğu karşılıktır.
Saygılarımla.
Yorumlar
Yorum Gönder