Her Karne Bir Hikayedir, Emek ve Gelecek Umudu
Haziran ayının gelmesiyle birlikte okul koridorlarında tatlı bir telaş baş gösterdi. Öğrencilerin gözlerinde parlayan heyecan, sınıf tahtalarına yansıyan son satırlarla birlikte artık karnelerin habercisi oldu. 2025 yılının 20 Haziran Cuma günü itibarıyla milyonlarca öğrenci karnelerini alacak, bir yıl boyunca döktükleri terin, çalışmanın ve sabrın somut karşılığını ellerinde tutacaklar. Bu sadece bir belge değil; bazen bir gurur nişanı, bazen de yeni hedefler için bir başlangıç çizgisi. Ama ne olursa olsun, her karne bir emeğin, bir çabanın hikâyesini taşır.
Karneler sadece
çocukların değil, aynı zamanda anne ve babaların da duygularını harekete
geçiriyor. Çünkü her ebeveyn, çocuğunun küçük adımlarını birer zafer gibi
görür. Okula ilk başladıkları gün gözyaşlarıyla ayrılan o minik eller, zamanla
kitap sayfalarında yolunu bulan, kalem tutarken titremeyen, sorumluluk
duygusunu öğrenen ellere dönüşür. Ebeveynler için karne günü, yalnızca bir
yılın değil, yılların emeklerinin değerlendirilmesi gibidir. O belgeye bakarken
sadece notlar değil, aynı zamanda geceleri uykusuz geçirilen ders saatleri,
sabah ezanıyla kalkıp hazırlanılan sınav sabahları, ilk defa aldığı düşük notun
ardından yaşanan üzüntü ve o üzüntüyü hafifletmek için edilen teselli sözleri
de göz önünden geçer.
Bu yıl da aynı
sevinç, aynı heyecan sokaklara taşacak. Ellerinde karneleriyle, bazen sevinç
çığlıkları atarak, bazen de içten içe daha iyisini yapma sözüyle yürüyen
çocuklar göreceğiz. Belki de onların gözlerindeki parıltıyı yalnızca bir not
ortalaması değil, bir yıl boyunca karşılaştıkları zorluklara rağmen
gösterdikleri gayret ve dirayet besliyor olacak. Ne mutlu ki bu ülkede hâlâ
umut eden, çalışan, düşse de yeniden ayağa kalkmayı bilen bir nesil var.
Çocukların karne
sevinci aslında bir başarıdan çok daha fazlasıdır. Bu sevinç, onların kendi
güçlerine inandıklarının, başardıklarında takdir göreceklerini bildiklerinin,
eksik kaldıklarında ise destek bulacaklarının bir göstergesidir. Her çocuğun
başarı tanımı farklıdır. Kimi için bir sınavdan yüksek puan almak, kimi içinse
yıl boyunca derse düzenli devam edebilmek ya da öğretmeniyle iyi ilişkiler
kurabilmek bile büyük bir başarıdır. Ve her başarı, alkışı hak eder. Bu yüzden
çocuklarımızın karnelerine bakarken sadece notlara değil, o notların
arkasındaki çabaya da bakmalıyız. Belki matematikte zayıf almıştır ama
dürüstlükte sınıfın en iyisidir. Belki fen dersinde pek başarılı değildir ama
arkadaşlarına yardım etmeyi en iyi o bilir. İşte karne dediğimiz belge, çoğu
zaman bu görünmeyen başarıları anlatmakta yetersiz kalır.
Ebeveynler olarak
bizlerin en önemli görevi, çocuklarımıza koşulsuz sevgimizi hissettirmektir.
Onların aldığı her sonuçta bizim de bir payımız olduğunu unutmamalıyız. Sadece
yüksek notlarda değil, düşülen yerlerde de yanlarında olmalı, eleştirmekten çok
yönlendirmeyi, yargılamaktan çok dinlemeyi tercih etmeliyiz. Çünkü her çocuk,
anne ve babasının gözlerinde kendini tanımlar. Karnesinde yazan notlar, onun
kim olduğunu değil, sadece o dönem neye daha fazla çalıştığını gösterir. Bu
yüzden karne günü, çocuklarımızın kimliğini değil, bir yıllık öğrenme
yolculuğunu yansıtır.
Bu özel günde
çocuklarımızı sadece alınan notlarla değil, gösterdikleri çaba ve niyetle de
değerlendirmek en güzeli olacaktır. Onlara sarılmak, "Seninle gurur
duyuyorum" demek, belki de bütün yıl boyunca duydukları en kıymetli söz
olacaktır. Çünkü bir çocuğun hayatına yön veren şey, sadece müfredat değil;
sevgiyle kurulan her cümle, anlayışla bakılan her göz, sabırla verilen her
öğüttür.
Karne günü sadece
öğrencilerin değil, öğretmenlerin ve ailelerin de bayramı gibidir. Herkesin
emeği vardır o kağıdın üzerinde. Öğretmenler için her satır bir geri bildirimi,
veliler içinse bir iç hesaplaşmayı temsil eder. Ve çocuklar... Onlar için o
belge, hem geçmişin özeti hem de geleceğe dair umutların taşıyıcısıdır.
İşte bu yüzden karne
günü bir dönemin kapanışı değil, aksine yeni bir başlangıcın habercisidir.
Tatil planları yapılır, yaz kursları düşünülür, eksikler gözden geçirilir,
başarılar kutlanır. Her şeyden önemlisi, çocuklarımız dinlenmeyi, oyun
oynamayı, hayal kurmayı ve kendilerini yeniden keşfetmeyi hak eder.
Bugün, elinde
karneyle gelen her çocuğun başı okşansın. Notu ne olursa olsun, onun insan
olarak değerinin sadece bir rakamla ölçülemeyeceği hatırlatılsın. Çünkü bir
çocuk sevildikçe büyür, anlaşıldıkça gelişir, desteklendikçe başarır. Ve
bizler, onların yanında olursak, bu ülke umut dolu yarınlara daha sağlam
adımlarla yürür.
Saygılarımla.
Yorumlar
Yorum Gönder