Geleceğin Gözünden Bugünün Türkiye’si
Geleceğin gözünden bugünün Türkiye'sine baktığımızda, karşımıza sadece bir ülke değil, aynı zamanda umutların, hayallerin, çelişkilerin ve mücadelelerin iç içe geçtiği kocaman bir resim çıkıyor. Bu resim bazen capcanlı renklerle bezeniyor, bazen de gölgelerin arasına saklanmış derin anlamlar taşıyor. Ama ne olursa olsun, her fırça darbesinde gençliğin izini, tutkusunu, enerjisini görmek mümkün.
Her sabah büyük şehirlerin kalabalığında koşturmaya başlayan genç
girişimciler, o karmaşık trafikte bir yandan işlerini yetiştirirken bir yandan
da yeni fikirler üretiyorlar. Bir hayalin peşinden koşarken düşüyorlar,
kalkıyorlar ama asla pes etmiyorlar. Çünkü biliyorlar ki bu ülke, emek veren
herkese bir gün mutlaka kapılarını açacak. Diğer yandan Anadolu'nun dört bir
yanındaki gençler; kimi tarlada toprağı işliyor, kimi küçük atölyesinde bir
şeyler üretiyor, kimi de köy okulunda küçücük çocuklara abilik, ablalık
yapıyor. Onların da kocaman hayalleri var. Belki İstanbul'u hiç görmemişler ama
gökyüzünü herkesten daha iyi tanıyorlar, yıldızları sayarken geleceğe dair
kurdukları güzel planları içlerinde biriktiriyorlar.
Sanatta, bilimde, sporda, teknolojide; uluslararası platformlarda Türkiye'yi
başarıyla temsil eden, bizleri gururlandıran binlerce genç var. Sahneden alkış
toplayan bir tiyatro oyuncusundan, uluslararası bilim yarışmalarında madalya
kazanan bir lise öğrencisine kadar herkes, bu ülkenin sesini ve yüzünü dünyaya
taşıyor. Her biri kendi alanında "Ben de varım!" diyor. Ve bu ses,
geleceğe dair umutlarımızı biraz daha büyütüyor.
Ama elbette, gençlerin
Türkiye manzarası yalnızca parlayan yıldızlardan ibaret değil. Gözümüzün
gördüğü kadar, yüreğimizin hissettiği kadar gerçekler de var. Eğitimdeki
eşitsizlik, işsizlik, gelecek kaygısı, toplumsal baskılar ve özgürlük arayışı;
gençliğin sırtına yük olan ama bir yandan da onu daha dirençli kılan
gerçeklikler. Üniversiteyi bitirdikten sonra iş bulamayan bir gencin iç çekişi,
hayalini kurduğu mesleği yerine getiremeyen bir başka gencin buruk tebessümü...
Bunlar da bu ülkenin gençlik portresine dâhil.
Bazen öyle anlar geliyor ki, pes etme noktasına yaklaşıyoruz. Gelecek sisler
içinde kayboluyormuş gibi hissediyoruz. Ama sonra bir yerden, içimizde saklı
kalmış o inatçı umut kendini hatırlatıyor. "Yılma," diyor. "Daha
yeni başlıyorsun." Çünkü genç olmak, sadece yaş almak değil; aynı zamanda
düşe kalka ilerlemeyi, her zorlukta yeniden ayağa kalkmayı da bilmektir. Hayal
kurmak, o hayali gerçeğe dönüştürme mücadelesini göze almaktır.
Gençler için Türkiye, sadece geçmişin mirası değil, geleceğin de inşası
demek. Atalarımızın bize bıraktığı bu güzel toprakları sadece korumakla
yetinmiyoruz. Onları yeniden anlamlandırmak, üzerine yenilerini inşa etmek
istiyoruz. Demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adalet kavramlarını sadece duymak
değil; yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Biz, kendi hikâyemizi yazmak isteyen bir
kuşağız. Ezberleri bozmaktan, farklı düşünmekten ve değişim yaratmaktan
korkmuyoruz.
Bugün Türkiye'nin dört bir köşesinde, hayallerini bir çatı altında toplamış
pırıl pırıl gençlerin gözlerinde aynı o kıvılcımı görüyorum: öğrenme aşkını,
başarma azmini, dünyayı daha güzel bir yer yapma cesaretini... Belki farklı
dillerde konuşuyoruz, belki bambaşka kültürlerde büyüdük ama hepimizin kalbinde
ortak bir duygu var: bu topraklara duyduğumuz o derin sevgi, bu ülkeye ait olma
hissi ve omuzlarımızdaki sorumluluk.
İçinde bulunduğumuz bu zaman diliminin getirdiği zorluklar gerçekten de
küçümsenemez; iklim krizi, ekonomik belirsizlikler, teknolojinin hızla değişimi
hayatımızın her köşesini etkiliyor. Ancak bizler, bu sorunların bilincinde
olan, çözüm yolları arayan ve sorumluluk almaktan kaçınmayan bir nesiliz.
Kimimiz sosyal bir girişimle, kimimiz gönüllülük esasıyla yürüttüğü bir
projeyle, kimimiz de bir sanat eseriyle düşüncelerini ve çabalarını ortaya
koyuyor. Çünkü biz sadece şikayet eden değil; aynı zamanda ortaya bir şeyler
koyan, değişimi hedefleyen ve topluma fayda sağlayan gençleriz.
Farklılıklarımızı zenginlik olarak gören, ötekileştirmeye karşı duran bir
gençlik büyüyor bu topraklarda. Kimimiz doğudan, kimimiz batıdan, kimimiz
kuzeydeniz; ama bir araya geldiğimizde bir bütün oluyoruz. Bir ülkenin en büyük
gücü, gençlerinin sahip olduğu hayal kurma cesareti ve bu hayali gerçekleştirme
azmidir. Bizler, Türkiye’nin bugünüyle barışık, geleceğine ise inançla bağlı
bir kuşağız. Umudumuzu yitirmeden, yılmadan, yorulmadan çalışıyoruz. Çünkü
biliyoruz ki bu topraklar bizim, bu gelecek bizim.
Saygılarımla.
Yorumlar
Yorum Gönder