Zorlu Finansman Koşullarında İş Dünyasının Kredi Arayışı
Son zamanlarda şirketlerin kredi bulmakta zorlandığını hepimiz görüyoruz. Birçok işletme aynı dertten muzdarip: finansal kaynaklara erişmek adeta aşılması gereken bir engel gibi karşımıza çıkıyor. Büyümek, ayakta kalmak için hayati öneme sahip olan kredi, sanki elimizin altından kayıp gidiyor.
Aslında bu durumun altında yatan pek çok sebep var.
Ekonomik belirsizlikler, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, enflasyonun
yükselişi ve dünya ekonomisindeki iniş çıkışlar... Bunlar, şirketlerin mali
yapılarını oldukça zayıflattı. Bankaların kapısını çaldığımızda, çoğu zaman
olumsuz bir yanıt alıyoruz. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler
(KOBİ'ler) bu durumdan çok etkileniyor. Onların büyüme hayalleri, yeni
yatırımları, bu kredi sıkıntısı yüzünden adeta sekteye uğruyor.
Tabii bankaların da kendi açılarından haklı sebepleri
var. Risk yönetimi politikaları daha sıkı hale geldi. Geçmişte yaşanan olumsuz
tecrübeler, onları daha dikkatli olmaya itiyor. Özellikle KOBİ'lerin mali
tabloları, bankaların gözünde yeterince güven vermeyebiliyor. Nakit akışları,
borç ödeme kapasiteleri ve sunulan teminatlar titizlikle inceleniyor ve en ufak
bir risk dahi kredi verilmemesine neden olabiliyor.
Özellikle son dönemde yaşanan ekonomik dalgalanmalar,
şirketlerin kredi bulmasını epey zorlaştırdı. Döviz kurundaki oynamalar,
enflasyonun yükselişi ve küresel ekonomideki iniş çıkışlar, şirketlerin mali
yapılarını biraz zayıflattı. Bu da özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin
(KOBİ'lerin) bankalara gittiğinde istedikleri sonucu alamamasına sebep oluyor.
Bankalar da haklı olarak daha tedbirli davranıyorlar. Belirsiz bir ortamda,
kredi başvurularını daha detaylı inceliyor, riskleri en aza indirmek için daha
seçici davranıyorlar.
Bir diğer önemli neden ise, bankaların risk alma
konusunda iştahı biraz azalmış gibi. Geçmişte yaşanan o kötü tecrübelerden
dolayı, riskli görünen kredi başvurularına daha mesafeli yaklaşıyorlar.
Özellikle küçük ve orta ölçekli şirketlerin mali durumları, bankaların gözünde
yeterince güven vermeyince, kredi verme konusunda daha titiz davranıyorlar.
Şirketlerin ne kadar nakit ürettiği, borçlarını ödeme kapasiteleri ve
sundukları güvenceler daha yakından inceleniyor ve en ufak bir risk işareti
bile kredi verilmemesine neden olabiliyor.
Şirketlerin kredi alamaması sadece anlık bir nakit
sıkıntısı yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda çok daha uzun vadeli ve derin
etkileri olabiliyor. Öncelikle, şirketlerin büyüme hedefleri sekteye uğruyor.
Yeni projeler, yatırım fırsatları ve büyüme planları hayata geçirilemiyor.
Özellikle yüksek sermaye gerektiren sektörlerde, kredi bulamamak, şirketlerin
rakiplerinin gerisinde kalmasına neden olabilir. Bu da piyasada güç
kaybetmelerine, marka değerlerinin düşmesine ve müşteri kaybına yol açabilir.
Bir diğer önemli sonuç ise, rekabette de zorlanıyor. Hedeflerine ulaşmakta
zorlanıyorlar. Hatta piyasadan çekilmek zorunda kalabilirler.
Peki, şirketler için kredi almak gerçekten de kapıları
aralayabilecek bir fırsat olabilir. Şöyle düşünün: Hayalleriniz var, büyümek
istiyorsunuz, belki yeni bir üretim tesisi kurmak, daha geniş bir ofise geçmek
ya da yepyeni bir pazara adım atmak gibi hedefleriniz var. İşte tam da bu
noktada kredi, o hayalleri gerçeğe dönüştürmek için size omuz verebilir.
Kredi, şirketlerin mevcut finansal kaynaklarını daha
akıllıca kullanmalarını sağlar. Özellikle de nakit akışının dalgalandığı, bazen
sıkıştığınız dönemlerde, kredi adeta bir imdat elçisi gibi yetişebilir. Diyelim
ki bir ödeme günü yaklaştı veya hiç beklemediğiniz bir masraf çıktı. İşte kredi
sayesinde bu tür beklenmedik durumların üstesinden kolayca gelebilirsiniz. Bu
da şirketinizin itibarını korumanıza ve çarkların dönmeye devam etmesine
yardımcı olur. Ayrıca, şirketiniz büyürken, aynı zamanda daha fazla kişinin
geçimini sağlamasına da vesile olursunuz. Kısacası, kredi sadece şirketinizin
değil, birçok insanın hayatına dokunan, olumlu etkileri olan bir araç olabilir.
Bunun yanı sıra, şirketimizin marka imajını ve
saygınlığını da yükseltir. Bankalar ve finans kuruluşları, kredi verdikleri
firmaları güvenilir bulur. Bu da, diğer iş çevreleri ve müşteriler nezdinde
şirketimizin daha güvenilir ve güçlü bir yapıya sahip olduğu izlenimini yaratır
ve şirketimizin piyasadaki yeri daha da sağlamlaşır.
Özetle, şirketlerin kredi bulamaması, büyüme
hayallerini suya düşürebilir, hatta onları zor duruma sokabilir. Öte yandan,
krediye erişebilenler ise bu finansal kaynağı akıllıca kullanarak büyüyebilir
ve rakiplerine karşı avantaj elde edebilirler. Yani, kredi alıp almamak,
şirketlerin gelecekteki başarısını doğrudan etkileyen çok önemli bir seçim.
Şirketlerin sadece günü kurtarmak yerine, uzun vadeli
hedeflerini de düşünerek sağlam bir mali temel oluşturması gerekiyor. Kredi
başvurularındaki olası engelleri önceden aşmaları gerekiyor. Önemli olan şu ki,
doğru planlama ve doğru kullanım ile kredi, bir şirketin sadece bugünü değil,
geleceğini de şekillendirebilecek güçlü bir araç olabilir.
Saygılarımla.
Yorumlar
Yorum Gönder