Türkiye Ekonomisinde Dolar, Altın ve Borsada Şok Dalgaları
Dün, Türkiye siyasetinde adeta bir fırtına koptu. Bu fırtına, sadece siyasi arenayı değil, hepimizin cebini, mutfağını, geleceğini etkileyen ekonomik dengeleri de alt üst etti. İnsanlar tedirgin, ne olacağını kestiremiyor. Piyasalar allak bullak, yatırımcılar diken üstünde.
Siyaset,
aslında hepimizin hayatını doğrudan etkileyen bir alan. Siyasi kararlar,
ekonomiden sağlığa, eğitimden dış ilişkilere kadar her şeyi belirliyor. Dün yaşananlar
da bunun bir örneği. Siyasi belirsizlik, güvensizlik ortamı yaratıyor.
İnsanlar, yarın ne olacağını bilemedikleri için harcamalarını kısıyor,
yatırımlarını erteliyor. Bu da ekonomiyi olumsuz etkiliyor.
Şimdi,
birçok yatırımcı ve ekonomi uzmanı diyor ki, dün yaşanan bu olaylar var ya,
Türkiye ekonomisini bayağı sarsabilir, hem de uzun yıllar boyunca. Hani şu
doların fırlaması, altının yükselmesi, borsanın düşmesi gibi şeyler, bunlar
sadece piyasanın tepkisi değil, aynı zamanda siyasetin ekonomiyi nasıl
etkilediğinin de açık bir göstergesi. Bu yazıda, dün olan bitenin perde
arkasını ve ekonomiye neler getirebileceğini derinlemesine inceleyeceğiz.
Dün
açıklanan o ekonomik reformlar ve siyasi stratejiler var ya, piyasaları fena
halde karıştırdı. Millet ne yapacağını şaşırdı, herkes panik içinde. Özellikle
hükümetin döviz kuru, faiz oranları ve enflasyon ile ilgili yaptığı
açıklamalar, yatırımcıları tedirgin ettiği gibi ekonomik yönetimde ne olacağını
kestiremeyince, gelecekte ne yapacaklarını da bilemeyince, haliyle panikleyip
ellerindeki her şeyi elden çıkardılar.
Böyle siyasi
açıklamalar, ekonominin iyice karışacağı korkusunu tetikliyor. Sonra da
piyasalar allak bullak oluyor, ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Türkiye'nin
ekonomisi, içerdeki siyasi durumla ve dışarıdaki ülkelerle olan ilişkileriyle
birebir bağlantılıdır. Siyasetteki en ufak bir gerginlik veya belirsizlik bile,
piyasaları bir anda alt üst edebilir, her şey birden bire değişebilir.
Türkiye'nin ekonomik durumu, hükümetin aldığı kararlara ve bu kararların
dünyada nasıl karşılandığına bağlı. Türk Lirası fena halde değer kaybetti,
döviz piyasaları da birbirine girdi.
Dolar, bizim
gibi gelişmekte olan ülkelerde ekonominin en önemli göstergesi haline geldi.
Türkiye'de de dolar hem güvenli bir liman olarak görülüyor hem de ekonominin
nasıl gittiğini anlamak için kullanılıyor. Doların fiyatı aniden yükselince,
genelde siyasi olaylarla bağlantılı oluyor. Dün olanlar da doların Türk Lirası
karşısında fena halde değer kazanmasına yol açtı.
Doların bu
kadar yükselmesinin birkaç sebebi var aslında. Birincisi, memleketin döviz
rezervleri pek iç açıcı değil. Bir de dış borç yükü var ki, sormayın gitsin.
Yatırımcılar da haliyle tedirgin oluyor, dolara sarılıyor. Bir de siyasi
belirsizlikler var tabii. Dün olanlar da tuzu biberi oldu. Millet ne yapacağını
şaşırdı, dövize koştu, Türk Lirası'nı elden çıkardı. Bu durum da doları iyice
güçlendirdi, ekonomik güven kaybı da döviz kuru üzerinde büyük bir baskı
yarattı.
Altın,
eskiden beri ekonomik işler karışınca, enflasyon falan olunca kıymete binen bir
şeydir. Bizim memlekette de hem yatırımcılar için bir nevi birikim sandığı, hem
de halk için güvenilir bir liman gibi görülür. Dolar yükselince, millet de
haklı olarak güvenli liman arayışına girdi, altına yöneldi. Bu da altının ons
fiyatını artırdı, bizim piyasada da gram altın fiyatları fırladı. Altın
fiyatlarındaki yükseliş, sadece bir yatırım aracı olarak değil, aynı zamanda
Türkiye ekonomisinin genel durumu hakkında da önemli bilgiler sunuyor. Bu
nedenle, altın fiyatlarını yakından takip etmek ve ekonomik göstergelerle
birlikte değerlendirmek gerekiyor. Borsadaki bu düşüş, sadece biz küçük
yatırımcıları değil, büyük kurumsal yatırımcıları da fena halde sarstı.
Piyasadaki bu ani iniş çıkışlar yüzünden yatırımcılar panikleyip hisselerini
satmaya başladı, haliyle piyasa hacmi de gitgide küçüldü. Bu durum,
yatırımcıların kafasında ekonominin geleceğiyle ilgili soru işaretleri olduğunu
ve bu yüzden temkinli davrandıklarını açıkça gösteriyor.
Dolar ve
altın fiyatları yükselince, borsa da bayağı bir düştü. Türkiye borsası,
yatırımcıların güveni azalınca ve belirsizlikler artınca genellikle değer
kaybeder. Dün yaşanan siyasi olaylar ve ekonomik belirsizlikler, yatırımcıların
hisse senetlerini satmalarına ve borsanın değer kaybetmesine yol açtı.
Biliyorsunuz, borsa aynı zamanda ekonominin nabzını tutar. Bu yüzden borsadaki
bu düşüş, ekonominin gidişatıyla ilgili endişe verici sinyaller veriyor
diyebiliriz.
Türkiye’nin
içinde bulunduğu ekonomik ortam, her geçen gün daha karmaşık bir hale geliyor.
Dün yaşanan siyasi olaylar, finansal piyasalarda ani ve sert dalgalanmalara yol
açtı. Doların fırlaması, altının coşması ve borsanın tepetaklak olması,
ekonomimizin ne kadar hassas olduğunu resmen yüzümüze vuruyor. Bu durum, sadece
kısa vadeli dalgalanmalara yol açmakla kalmayıp, uzun vadeli ekonomik
planlamaların önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Görünen o
ki, Türkiye'nin ekonomik geleceği tamamen siyasete endeksli durumda.
Siyasetteki her gelişme, ekonomiyi doğrudan etkileyecek. Ekonomiyi istikrara
kavuşturmak ve dışa bağımlılığı azaltmak için yapılacak reformlar, ülkenin
ekonomik sağlığı açısından kritik öneme sahip. Siyasi belirsizlikler devam
ettiği sürece, finans piyasaları bu tür dalgalanmalara maruz kalmaya devam
edecek. Yani bu durum geçici değil, kalıcı bir hale gelebilir.
Özetle,
Türkiye'nin ekonomik geleceği doğru adımlara bağlı. Hükümetin yatırımcı
güvenini kazanacak, istikrarı sağlayacak ve dışa bağımlılığı azaltacak
politikaları hayata geçirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, bu tür dalgalanmalara
tanık olmaya devam ederiz.
Saygılarımla.
Yorumlar
Yorum Gönder