Ekonomik Zorluklar Arasında Bir Bayram
Ramazan Bayramı, Türk-İslam alemi için çok özel ve anlamlı bir gündür. Bu mübarek gün, sabır, paylaşma, yardımlaşma ve bir arada olma gibi güzel değerlerin en yoğun yaşandığı bir zaman dilimidir. Bayram, insanlar arasındaki dostlukları daha da kuvvetlendirir, kardeşlik duygularını pekiştirir, geçmişte yaşanan üzüntüleri unutturur ve geleceğe umutla bakmamızı sağlar. Ramazan ayı boyunca tutulan oruçlar, yapılan ibadetler ve gösterilen fedakarlıklar, bayramla birlikte yerini büyük bir sevince bırakır. Ancak bu yıl, bayramı karşılarken, toplum olarak yaşadığımız ekonomik sıkıntılar, bayram kutlamalarımıza ister istemez bir gölge düşürecek gibi görünüyor. Belki de bu sene, geçmiş bayramlardan farklı olarak daha mütevazı ve sade bir kutlama yapabiliriz. Ancak unutmayalım ki bu sadelik, belki de ruhumuzu daha derinden hissedebileceğimiz, manevi değerlere daha fazla odaklanacağımız bir kutlamaya dönüşebilir.
Hepimizin bildiği gibi, son
yıllarda ekonomik koşullar günden güne zorlaşıyor. Gıda fiyatlarındaki artış,
hayat pahalılığı, gelir dağılımındaki adaletsizlikler ve işsizlik, birçok
aileyi derinden etkiliyor. Bayram alışverişleri bile eskisi gibi neşeli ve
coşkulu geçmiyor. Bayram alışverişlerinin yerini, hesap kitap yapmak ve ne
kadar harcama yapabileceğini görmek almış durumda. Hatta, bazı aileler, bayramı
geçirebilmek için ihtiyaçları olan temel şeyleri ertelemek zorunda kalabiliyor.
Geçmişte bayramlar, bayramlık
kıyafetlerin alınması, komşulara, akrabalara yapılan ziyaretler, çocukların
bayram harçlıkları ve özenle hazırlanmış sofralarla neşelenirdi. Fakat bu yıl,
çoğumuz bu geleneksel kutlamaları yerine getirmekte güçlük çekeceğiz. Maddi
imkansızlıklar nedeniyle belki de daha sade sofralar kuracağız, belki de en
sevdiklerimizi sadece telefonla arayacağız. Bayram harçlıkları vermek, yeni
kıyafetler almak, büyük sofralar kurmak gibi geleneklerin büyük bir kısmı,
çoğumuz için bu yıl hayal gibi kalacak.
Ancak burada önemli olan
nokta, bayramın sadece maddiyatla ilgili olmadığı gerçeğidir. Ramazan Bayramı,
kalpte hissedilen bir bayramdır, yürekteki sevinç, paylaşılan dostluk ve
kardeşlik bağlarıyla gerçektir. Bugün sahip olduğumuz maddi gücümüz ne olursa
olsun, asıl bayram, kalbimizin genişliğindedir. Maddi gücümüz ne olursa olsun,
asıl zenginlik kalbimizin genişliğindedir. Birbirimize verdiğimiz değer,
paylaştığımız gülüşler, bir arada olmanın huzuru, bayramın gerçek ruhunu
oluşturur.
Bu sene, belki de bizler için
bayramı daha sade, daha içsel bir biçimde kutlamak daha anlamlı olacak. Çünkü
hayatta, bazen en değerli şeyler, parayla satın alınamayanlardır. Bir telefon
görüşmesi, bir mesaj, evde birlikte geçirilen bir akşam, bir tatlı gülümseme,
bir dua, işte bunlar en değerli hediyelerdir. Bayramda önemli olan, insanlara
olan sevgimizi ve saygımızı gösterebilmek, birbirimize moral verebilmek ve zor
zamanlarda birlikte olabilmektir. Maddi imkansızlıklar, ruhumuzu ve
insanlığımızı etkilememeli. Zaten içindeki değerleri kaybeden bir bayramın
anlamı da kalmaz.
Bu sene, çocuklarımıza belki
de eski bayramların o coşkulu, eğlenceli atmosferini sunamayacağız. Ama onlara
asıl bayramın ne demek olduğunu öğretebiliriz. Gerçek bayram, hepimizin bir
arada olduğu, birbirimize destek olduğu, zor durumda olanlara yardım elini
uzattığı, karşılıklı anlayışla yaklaştığımız bir dönemdir. Elbette ki bayramı
kutlamak için büyük masraflara girmemize gerek yok. Ufak bir çiçek, içten bir
dua, sıcacık bir gülümseme bile o kadar kıymetli olabilir ki…
Hep birlikte bu yıl daha sade
bir bayram yaşasak da, şunu unutmamalıyız: Bayramın gerçek anlamı, sadece
eğlence ya da eğlenceden ibaret değildir. Bayram, insanlar arasındaki sevgiyi,
paylaşmayı, fedakarlığı ve dayanışmayı artıran bir zamandır. Bu değerler, bizim
toplumsal bağlarımızı kuvvetlendiren ve hepimizin bir arada yaşadığı bir
dünyayı daha güzel kılan unsurlardır.
Kısacası, bu sene bayramı ne
kadar az harcama yaparak kutlarsak kutlayalım, önemli olan bir arada olmak,
kalpten kutlamak ve sevdiklerimize olan sevgimizi bir kez daha hissettirmektir.
Bu zorlu dönemlerin geçici olduğunu bilerek, bir gün eski bayramların neşesini
tekrar yaşarız. Şimdi ise, daha sade ama daha anlamlı bir bayram kutlamak,
belki de bize hayatın gerçek değerlerini hatırlatacak bir fırsattır.
Bu sebeple, tüm Türk-İslam
âleminin Ramazan Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor; bu mübarek günlerin
tüm insanlığa sağlık, huzur, mutluluk ve bereket getirmesini temenni ediyorum.
Saygılarımla.
Yorumlar
Yorum Gönder